Çin Dışişleri Bakanı Avrupa’daki ilişkileri geliştirmeye çalışıyor
Çin Dışişleri Bakanı China Gang, bu hafta Almanya, Fransa ve Norveç’e yaptığı ziyaretlerde, ülkesinin ABD ile artan ekonomik ve jeopolitik gerilimlerin olduğu bir dönemde, Batı ittifakındaki konumundan bağımsız olarak Avrupa ile bağlar geliştirme peşinde olduğunu ortaya koydu.
Çin Çetesi bu haftaki ziyaretleri sırasında Avrupalı mevkidaşlarını ekonomik bağların kopmasına ve “yeni bir Soğuk Savaş”a karşı çıkmaya çağırdı.
Çinli Bakanın temaslarında ülkesinin ABD ile yüzleşmesi, ülkenin adı net bir şekilde anılmazken, “Avrupa özerkliği” vurgusu ve yeni bir Soğuk ihtimaline ısrarla karşı çıkması satır aralarında önemli bir yer tutuyor. Savaş, Çin’in Avrupa ile ilişkileri, Batı ittifakının yekpare birliği dışında. farklı bir yön alma arzusunun belirtilerini verdi.
China Gang, Alman muadili Annalena Baerbock ile Avrupa turnesinin ilk durağında 9 Mayıs’ta Berlin’de bir araya geldi. Çinli Bakan, Almanya’daki koalisyon hükümetinde Çin ile ilişkilerde şüpheci bir figür olarak bilinen Baerbock ile yaptığı görüşmede, ideolojik çatışmalardan ve ekonomik bağların kopmasından kaçınılması gerektiğini vurguladı.
Avrupa’ya ‘Çin’i kaybetme’ uyarısı
İdeolojik yüzleşmenin ve ekonomik bağları koparmanın hem Avrupa’nın hem de ülkesinin çıkarlarına zarar vereceğini savunan China Gang, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in ifade ettiği görüşü değerlendirerek, Avrupa’nın içinde bulunduğu risklerin ortadan kaldırılması gerektiğine işaret etti. Çin’e olan ekonomik bağımlılıktan kaynaklanabilir. .
China Gang, AB’nin Çin ile “riskleri azaltma” stratejisinin “Avrupa’nın Çin’i kaybetmesine” neden olacağını ve ülkesiyle işbirliğinin getireceği istikrar, gelişme ve fırsatlardan mahrum bırakacağını vurguladı.
Çinli Bakan, Avrupa’nın Çin’i kaybetme ihtimalinden bahsederken “Çin de-Çin” ifadesini kullandı.
Almanya ve Çin’in küresel etkiye sahip iki büyük ülke olarak karşı karşıya gelmek yerine iş birliğini tercih etmesi gerektiğini belirten China Gang, “Tedarik zincirlerini kesmekten ve ekonomik bağları koparmaktan kaçınmalı ve yeni bir Soğuk Savaş’a birlikte karşı çıkmalıyız.” söz konusu.
ABD’yi adını anmadan ideolojik çatışma ve ekonomik istikrarsızlık yaratmakla suçlayan China Gang, Avrupa için asıl riskin “belirli bir ülkenin” tek taraflı yaptırımlarla dünya ekonomisine zarar vermesi ve kendi mali sorunlarını başkalarına ihraç etmesi olduğunu savundu.
Söz konusu ülkenin ideolojik çatışma tohumları ekerek kutuplaşma yaratmaya çalıştığını, kendi para biriminin “uluslararası rezerv” statüsünü kötüye kullandığını ve ülkesindeki enflasyon ve borç krizini yayılma etkisiyle diğer ülkelere ihraç ettiğini ileri sürerek, Çin Çetesi, “Eğer ‘yeni bir Soğuk Savaş’ çıkarsa durum bu olacaktır. Bu sadece Çin’in çıkarlarını değil, Avrupa’nın çıkarlarını da etkileyecektir. Endişelenecek gerçek risk budur.” şeklinde konuştu.
Potsdam’da Tayvan mesajı
Çin Çetesi, Almanya ziyaretlerinde, Berlin’in güneybatısında, 1945’te Potsdam Konferansı’nın toplandığı şehri ziyaretinde, ülkesiyle egemenlik çatışması içinde olan Tayvan’a ilişkin mesajlar verdi.
Potsdam Konferansı’nda İkinci Dünya Savaşı’nın galip müttefikleri ABD, İngiltere ve Sovyetler Birliği, Çin’i o zamanki Milliyetçi Parti (Koumintang) yönetimi altına alarak savaş sonrası sistemi şekillendirdiler. Konferanstan sonra açıklanan Potsdam Deklarasyonu, 1943 Kahire Deklarasyonu ile Japonya’nın kayıtsız şartsız teslim olmasını ve işgal altındaki Çin topraklarının geri verilmesini öngörüyordu.
Konferansın düzenlendiği binayı ziyaretinde Çin Çetesi, bu tarihi dönüm noktasının Çin halkı için özel bir değere sahip olduğuna dikkat çekerek, “Potsdam Deklarasyonu, Tayvan dahil Çin topraklarının Çin tarafından çalındığını açıkça ortaya koyuyordu.” Japonya ve Çin’e iade edilmelidir.” söz konusu.
Çin Çetesi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra düzeni sağlama gereğine vurgu yaparak, “Tayvan’ın Çin’e iadesi, Potsdam Deklarasyonu ile tarihe kazınan savaş sonrası düzenin ana bileşenidir. Tayvan’ın bağımsızlığını savunmak, uluslararası adalete ve uluslararası adalete bir meydan okumadır.” Böyle bir girişim tarihin akışına aykırıdır ve başarısızlığa mahkumdur.” sözlerini kullandı.
Çin’in kendi topraklarının bir parçası olarak savunduğu Tayvan, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1949’dan beri fiilen bağımsızlığını yaşıyor. Anakara Çin ile Tayvan arasındaki iç savaşın ardından ortaya çıkan ayrılık hala devam ediyor.
“Çin-Avrupa ilişkilerine üçüncü bir taraf hakim olmamalı”
Çin Çetesi, Avrupa turlarının ikinci ayağında Fransa’yı ziyaret ederek mevkidaşı Catherine Colonna ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Diplomatik Danışmanı Büyükelçi Emmanuel Bonne ile bir araya geldi.
Çin ve Fransa’nın uluslararası ilişkiler alanındaki iş birliğini güçlendirerek küresel sorunları çözmek için birlikte çalışması gerektiğinin altını çizen China Gang, ülkesinin Avrupa’yı “kapsamlı bir stratejik ortak” olarak gördüğünü, Cumhurbaşkanı Macron’un da “stratejik ilişkilerin güçlendirilmesini” savunduğunu söyledi. Avrupa’nın özerkliği”. uluslararası arenada aktif rol alınmasını desteklediğini ifade etti.
Çin Çetesi, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya’yı kastederek, “Çin-Avrupa ilişkileri üçüncü bir tarafı hedef almamalı ve üçüncü bir tarafın boyunduruğu ve kontrolü altında olmamalıdır.” değerlendirmesini yaptı.
Ukrayna krizi
Çinli Bakan, temaslarında hem Alman hem de Fransız mevkidaşlarının Çin’in Ukrayna krizinin analizinde yer alması yönündeki taleplerini karşıladı.
Almanya Bakanı Baerbock, Çin’in BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olarak Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sona ermesinde belirleyici rol oynayabileceğini belirtti.
AB’nin Rusya’ya karşı yeni bir yaptırım paketini müzakere ettiğini kaydeden Baerbock, bu yaptırımların hafife alınmaması gerektiğini belirterek, Çin’in Rusya’ya hem askeri hem de sivil amaçlı kullanılan malları tedarik etmekten kaçınmasını istedi.
Fransız Bakan Colonna, China Gang ile yaptığı görüşmede, Çin’in Rusya’yı Birleşmiş Milletler (BM) Tüzüğü’ne ve özellikle Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duymaya ikna etmede önemli bir rol oynayabileceğini vurguladı.
“Çin’in Avrupa’ya ihraç ettiği şey risk değil, güven olacaktır”
China Gang, Avrupa ziyaretlerinin son durağında ziyaret ettiği Norveç’te, ülkesiyle Avrupa’nın ortasındaki çıkar istikrarını sürdürmek için tarafların, farklılıklara saygı duyan, kapsayıcı ve ilerici bir dünya görüşüne bağlı kalması gerektiğini ilan etti.
Çinli bakan, Norveçli mevkidaşı Anniken Huitfeldt ile yaptığı görüşmede, “Çin ve Avrupa, farklı ülkelerin halkları tarafından seçilen kalkınma yolunda ilerlemelerine saygı duymalı ve desteklemelidir.” dedi. söz konusu.
Soğuk Savaş gibi ilerici bir tarih anlayışıyla dünyayı yeniden hayata döndürecek akımlardan kaçınılması gerektiğinin altını çizen Çin Çetesi, yeni bir Soğuk Savaş’ın tüm dünyaya ancak felaket getireceğini, bunun Türkiye’de olmayacağını vurguladı. Çin’in, Avrupa’nın veya dünyanın geri kalanının çıkarları.
“Kazan-kazan” perspektifinde karşılıklı yarar sağlayan işbirliğinin tüm taraflara fayda sağlayacağının altını çizen China Gang, “Çin, risklerle başa çıkmada Avrupa’nın ortağıdır. Çin’in Avrupa’ya ihracatı risk değil, güven olacaktır.” değerlendirmesini yaptı.