İstanbul’da “Büyük Kadın Laiklik ve Özgürlük Yürüyüşü” düzenlendi.
Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu öncülüğünde İstanbul Kartal’da “Laiklik ve Özgürlük İçin Büyük Kadın Yürüyüşü” düzenlendi. Platform Genel Sekreteri Fidan Ataselim, “Zorla kazandığımız özgürlüklerimiz ve eşitlik haklarımız ile ilgili ne kadar yasal düzenleme varsa saldırıyorlar.”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu öncülüğünde bugün İstanbul’da “Laiklik ve Özgürlük İçin Büyük Kadın Yürüyüşü” düzenlendi. Kartal Başak Marmaray durağında başlayan yürüyüş, pankart ve sloganlar eşliğinde meydanda sona erdi.
Yürüyüşün ardından düzenlenen mitingde konuşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, kadınların her gün öldürülmeye devam ettiğini belirtti.
“BİRÇOK DOSTUMUZU HAYATTA KALDIRDIK”
Ataselim şunları söyledi:
“Bu yürüyüşe davet ettiğimizde birçok sorundan bahsettik. Bakın her gün kadınlar öldürülmeye devam ediyor. Erkekler tarafından öldürülüyoruz. Öldürülen kadınları ileri geri konuşarak yanlış göstermeye çalışıyorlar. Saat kaçtı?” , neredeydi, ne içti, kiminle birlikteydi, evli miydi, değil miydi, erkek arkadaşı mıydı, tanımadıkları biri miydi, o muydu, bu muydu, bu muydu… Bütün bu telaffuzlarla öldürülen kadınların anılarına bile saygı duymuyoruz. Bugün öldürülen kadınların yakınları da var aramızda. ‘İntihar’ diyerek pencerelerden, balkonlardan attıkları kadınların aileleri, Buradayız, çünkü biliyoruz, yarın veya ertesi gün, herhangi birimiz pencereden veya balkondan atılabilir, herhangi birimiz, sırf evli olduğumuz için, kocamıza karşı çıktığımızda öldürülebilir. ‘ sözü, kendi fikirlerimizi ifade ettiğimizde, şiddetle karşılaştığımızda, ‘dur’ dediğimizde. Hanımlar bu yüzden yapıyor bunları. Bu yüzden biz hayattayken ‘kadın cinayetlerini durduracağız’ diyerek yola çıktık. Birçok arkadaşımızın hayatta kalmasını sağladık.
“MECLİS’TE ‘6284’Ü KALDIRIN’ DİYENLERİ TARİHTEN ÇIKARACAĞIZ”
Sözde intiharların cinayet olduğunu bizzat biz ortaya koyduk. Şimdi biz hayatta kalma mücadelesi verip hayata tutunmaya çalışırken onlar da tıpkı erkekler ve katiller gibi bize sesleniyorlar. ‘Ne yapıyor?’ diyorlar. ‘Muhtemelen bir şey yapmış’ diyorlar. ‘Mini etek giyiyordu’ diyorlar. ‘Gece geç saatlerde yürüyüşe çıkmıştı’ diyorlar. ‘Başkasına mesaj attı’ diyorlar. ‘Çalışıyordu’ diyorlar. ‘Bizim sözümüzü dinlemedi’ diyorlar. Sana soruyorum. Kendi fikirlerini bize dayatmaya çalışan o adamları, o tek adamı, o siyasi iktidarı, yobazları hep birlikte durdurabilecek miyiz? Yemin ederim onları durduracağız. Kadınlar hayata tutunmaya çalışırken bir yandan da kadını şiddetten koruyan, kadını hayatta tutan 6284 sayılı yasayla ilgili konuşmalar yapıyor. Bunlar akıcı, hoş konuşmalar değil. Bunlar bizim yetkinliğimize yönelik konuşmalar değil. Bunların ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz ve bir milletvekili Meclis’te koltuğunda otururken utanmadan ‘6284’ü ayıklayacağız’ diyebiliyor. Siz kim oluyorsunuz da kadınların yaşam hakkıyla ilgili yasa çıkarıyorsunuz? Hadi bir söz söyleyelim. Sizi o Meclis’ten, bu sokaklardan, tüm meydanlardan, tarihten yok edeceğiz.
“YOKSULLUKLA MÜCADELE EDİYORUZ”
Bu ataerkilliği mezara gönderecek olan kadınlar biziz. Mesele sadece bizi ilgilendiren bir mesele değildir ve kalmayacaktır. Bakın gece yarısı İstanbul Sözleşmesi’nde Cumhurbaşkanı ‘Karar verdim, imzayı geri çekiyorum’ dedi ve Danıştay bunu durdurmadı, bu hukuksuzluğu durdurmadı. Anayasayı ayaklar altına aldılar ve çiğnediler. Biz önlerinde durup onları durdurmaya çalıştık. O halde bugün meydanlarda olan ve sesini yükselten herkes orada olsaydı belki o gün durdurabilirdik. Onun için, ‘Keşke çok geç’ dememek için anayasal işleyişi rafa kaldırmaya çalışanların karşısında bugün de yarın da dimdik ayaktayız. Tek adam rejimine asla izin vermeyeceğiz. Başta kadınlar olmak üzere herkesin yoksullukla mücadele ettiği, hatta bunun şiddetin bahanesi haline geldiği bu kriz günlerinde, küçük nafakamıza göz dikiyorlar. Aile Bakanı göreve geldiği ilk gün ‘Erkekler mağdur’ dedi. ‘Erkekler mağdur ediliyor’ sözlerinizden bıktık. Yeterli. Her gün öldürülüyoruz. Biz bu yoksullukla mücadele ediyoruz.
“ERDOĞAN BU KADINLAR İÇİN NE YAPTIN”
Bizim için ne yaptın? Sayın Bakanım size ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bu kadınlar için neler yaptığınızı soracaklar. Bize ‘Şunu yaptık, bunu yaptık’ diyecekler ama hayatımızda gerçeği yaşayan biziz. Neyin nasıl gittiğini gören biziz. Aile konseyleri ve çalıştaylar düzenlediler. Aileyi ‘kutsal aile’ diye yüceltirken, o aileleri kendileri yok ediyorlar. Burada bu konuda bir uyarıda bulunalım. Bu aileleri yok eden şiddet, çocuklarının cinsel yönelimi ve kimliğini duyunca, çocukları şiddete maruz kaldığında aslında şiddeti doğuran da bu oluyor. Kadınlar boşanmak istediğinde, çalışmak istediğinde, kadınlar öldürüldüğünde öldürülen kadınların aileleri kapatma davalarımızda şunu söyledi. ‘Biz bir aile değil miydik Sayın Bakanım?’ dediler. Çok haklılardı. Aile kime göre ve neye göre? Tek tip bir aile dayatmanın yanı sıra aileyi de yüceltiyor, kadın ve çocukların bu konuda söz sahibi olmamasını istiyorlar.
“HKG, HKG’NİN AİLESİ TARAFINDAN İSTİSMARA BİLE ULAŞMADI MI”
Biz bu aileleri çok iyi tanıyoruz. Size o ailelerden bir örnek vereyim. Biliyorsunuz hayatımızı zifiri karanlığa sürüklemeye çalışıyorlar, HKG’li kardeşimizin ailesi yok mu? Vardı değil mi? O aile bilerek HKG’yi istismara göndermemiş miydi? Bu, istismarın üstünü örtmedi mi? Bunlar bahsettiğiniz aileler, istismarın olduğu, kadınların köle olarak yaşadığı aileler. Yaşamak, eşit yaşamak için bu aileleri elbette yok edeceğiz. Aile içinde, dışında, kamusal alanda, hapsetmeye çalıştıkları özel alanımızda hayatın her alanında haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz, vazgeçmeyeceğiz. Bu şekilde kazandığımız çok şey var. Bugün karma eğitime saldırıyorlar. Hatta karma eğitime dönüştürülmesi için bile çok çaba harcadık. Kız okulları açacaklardı. Sebebin ise kızların okula gidememesi ve ailelerinin buna izin vermemesi olduğuna dikkatinizi çekmek isterim. Bakanların misyonu her kız çocuğunun ve her çocuğun eşit, bilimsel ve kaliteli eğitim almasını sağlamaktır. Buna kız veya erkek okulu demek, hayatta bir bütün olarak yaşayan bizleri birbirimizden ayırmak anlamına gelmiyor.
“FAİLLER BİZİM İÇİN BURADA”
Benzer şekilde parklarda alkol ve bira tüketimini de yasaklamaya çalıştılar. Buna ne dediler? Efendim, kadınlar taciz ediliyor. Şiddetin nereden geldiğine baktığımızda kadınlar en çok şiddete maruz kalıyor ve en yakın akrabaları tarafından öldürülüyor. Kadınlar çoğunlukla evlerinde öldürülüyor. Babaları, kardeşleri, boşanmak istedikleri erkekler tarafından öldürülüyorlar. Failler o kadar uzakta bir yerde değil. İçimizdedir, yanı başımızdadır. En azından temsilcilik yapmamasını söylüyoruz ama tabii ki öyle diyorlar. Bu yüzden özgürlüklerimiz ve eşitlik haklarımız için zoraki kazandığımız her türlü yasal düzenlemeye saldırıyorlar.”
GÜLSÜM KAV: DAHA FAZLA HAK ARIYORUZ VE MÜCADELE YENİ BAŞLADI
Platformun Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, kısaca şunları söyledi:
“Yıllardır anayasal haklarımız için mücadele veriyoruz. Çok haklıydık değil mi? ‘Anayasa bir kere çiğnense bir şey olmaz’ diyenler, ‘Bir daha bir şey olmaz’ diyenler Çocuklar, nihayet anayasal işleyişi tamamen bozacak kadar ileri gittiler. O yüzden laiklik ve özgürlükler konusunda miting yapmakta ve bu konuda harekete geçmekte haklıydık, yine alkışı hak ettik. Cumhuriyet kutlanıyor. Peki bu böyle sembolik kutlamalarla, anmalarla mı yapılacak? Bu mümkün değil. Anmak değil, anlamak lazım. Bu da yetmez, ilerlememiz lazım. Görevimiz mücadeleyi sürdürmektir. Biz bunu kurana kadar cinsiyet eşitliğinden yana olan bir cumhuriyet. O bakımdan bu aşamada bu toplantının tekrar yapılması buna çok güzel, çok büyük bir yanıt. Son olarak kadınlara, LGBTQ+’lara yönelik saldırıların nasıl olduğunu görmek istiyorlar. ve kadınlar artıyor ve ataerkillik dediğimiz çark sistemini cilalamak ve canlı tutmak istiyorlar; bu sistem onlara aile dedikleri için o kadınlara çok acımasız ama her zaman erkekleri kayırıyor. Çünkü oraya bir sopa soktuk. O çarklar eskisi gibi dönmüyor. Çünkü Türk kadını değişiyor. Çünkü daha fazla haklarımızı arıyoruz ve bu çaba henüz yeni başlamadı. Arkamızda çok önemli bir mücadele var. Sayımız ne olursa olsun, bugün burada karşı konulamaz bir özgüvenle buluştuysak, arkamızda dünya ve Türkiye tarihi var,
Mücadele tarihinin çok değerli bir birikimi var. “Bizim platformumuz artık laiklik ve özgürlük mücadelesini başlatmadı.”